Freitag, 16. Januar 2015

DUYARSIZLAŞMA

Almanya'da bugünlerde halkın konuştuğu gündemlerden bir tanesi , ülkenin büyük marketlerinden Aldi'nin süt ve süt ürünlerine yaptığı indirim. Aldi'nin süte, tereyağına, peynire yaptığı ortalama 5 centlik indirim, bunun diğer marketlere etkisi, çiftçilerin bu duruma tepkisi alman halkının gündemini uzun süredir meşgul ediyor.
Başka bir gündem kiracıları arasında ayırım yapan bir ev sahibine mahkemenin verdiği para cezası. Berlin'deki apartmanında oturan türk ve arap kiracılara zam yapıp alman kiracılara zam yapmayan ev sahibine eşitlik kanununa aykırı davranma suçundan verilen ceza başka davalara örnek olur mu? Başka eyaletler bu kararı örnek alır mı ve mesela işyerlerinde ayrımcılığa uğrayanlar için de geçerli midir? Bu olay gündemi bir süre daha meşgul edecek gibi.
Başka bir olayda komşusunu balkonda sigara içtiği için dava eden kişi davayı kaybedince yüksek mahkemeye gidiyor ve yine davayı kaybediyor. Mahkemenin sigara içen komşusundan davacı olan adama tavsiyesi ilginç: 
-"Ev sahibinden kira indirimi iste."
Şimdi Almanya'da balkonda sigara içilip içilmeyeceği, balkonda sigara içen komşunuz varsa kira indirimi alıp almayacağınız konuşuluyor. Balkonda sigara içme saatlerinin sınırlı olması bile tartışılan çözümler arasında.
Ekonomik gelişmişlik ve yerleşmiş demokrasi olunca halkın gündemi dünyanın geri kalanının boğuştuğu sorunlara bazen pek benzemiyor. Bu bazen de duyarsızlaşmayı beraberinde getirebiliyor. Yaşadığı dünyaya, kendini doğrudan ilgilendirmeyen konulara duyarsız bir toplumda farklı sosyal sorunlar ortaya çıkabiliyor.
Avrupa'nın terör tehditi altında olduğu bu günlerde bir radyonun sorduğu soruya insanların "Korkacak birşey yok. Bize birşey olmaz. Bizim polisimiz en iyisi." şeklinde cevaplar vermesi acaba duyarsızlıktan mı? Yoksa herkesin işini iyi yapmasının, polisin işinin hakkını vermesinin, yargının olması gerektiği gibi çalışmasının verdiği güven duygusu mu?

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen